Kur’an’da anlam, farklı değişkenlere bağlı olarak tezahür eder. Bazı durumlarda kavramla kullanılan bir edat, bazen de kavramın bir başka lafızla oluşturduğu terkip/bileşik manaya yön verir. Anlamı tayin eden unsurlardan biri de zamirdir. Bunlar, bir sürücüye güvenli yol alabilmesini temin eden trafik işaretleri gibi yorumcunun Kur’an’ı doğru anlamasına yardım eden kilometre taşlarıdır. Anlamı doğru tayin etmemize kılavuzluk eden unsurların farkına varmalı ve onları örten müsilajı bertaraf etmelidir. Bu yazıda bir kavramın doğru anlaşılmasına yardımcı unsurlardan biri olarak zamir ve onun mercii üzerinde duracak ve üzerini örten müsilajı temizleyerek gerçek mahiyetini ortaya çıkarmaya çalışacağım. Bu bağlamda ele alacağım kavram, geleneksel yorumlamada namazla ilişkilendirilen “teheccüd”tür. Bu lafzın türediği “h-c-d” (هجد) fiili “geceleyin uyumak” anlamına gelmektedir. Cerir, bir şiirinden kelimeyi şöyle kullanır:
أَلَا زَارَتْ وَأْهْلُ مِنًى هُجُودُ
وَلَيْتَ خَيَالَهَا بِمِنًى يَعُودُ
Dikkat edin! O, Mina halkı uyurken ziyarete geldi,
Keşke onun hayali Mina’ya dönse.
Kök olarak “uyumak” anlamına gelen sözcük, “teheccüd” (تَهَجُّدٌ) formuna girince zıt bir anlam kazanarak “uykudan uyanmak” demek olur. Kavram, Kur’an’da sadece bir kez olmak üzere şu ayette geçer: وَمِنَ الَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَكَ “Geceleyin kendine fazladan onun [Yani, Kur’an] için uyan.” (İsra, 17/79) Ayette geçen “teheccüd”, geleneksel yorumda namazla ilişiklidir. Sedid Kur’an Meali’nde verdiğim tercümenin aksine, ayetin, Hz. Muhammed’e geceleyin namaz kılmasını salık vermek üzere nazil olduğu iddia edilmiştir. Bu düşüncede olanlar konuyla ilgili nakledilen rivayetleri esas alırlar. Öyle ki Buhari, yazdığı hadis kitabında gece namazı demesine “Kitâbü’t-Teheccüd” isimli bir bölüm oluşurmuş, mahut ayeti başa koymuş ve bu meyanda pek çok rivayeti kitabına almıştır. Zemahşerî gibi dilciliğiyle adından söz ettirmiş müfessir bile “teheccüd”ü, “namaz kılmak için uykuyu terk etmek” şeklinde açıklamış ve bunun beş vakitten ayrı olarak Hz. Muhammed’e emredilen namaz olduğunu söylemiştir.
Gerçekte Kur’an’la iltisaklı olan bu kavramı önceki âlimlerin namaza yormaları konuyla ilgili rivayetlerin baskın oluşundan mütevellittir. Çünkü mahut ayetteki “teheccüd”ü فَاسْهَرْ بَعْدَ نَوْمِكَ يَا مُحَمَّدُ بِالْفُرْآنِ “Bir parça uykudan sonra Kur’an için uyan ey Muhammed!” sözüyle Kur’an’la irtibatlandıran Taberî, açıklamasının ardından gece namazı ile ilgili rivayetlerden dem vurur. Râgıb el-İsfehânî de başlangıçta Kur’an’la münasebetini tesis ettiği lafzı her ne olduysa Taberî ve Zemahşerî gibi nihai olarak namaza bağlamıştır. O, şöyle diyor: تَيَقَّظْ بِالْقُرْآنِ وَذَلِكَ حَثٌّ عَلَى اِقَامَةِ الصَّلَوةِ فِي اللَّيْلِ… “Kur’an için kalk. Bu, geceleyin namaz kılmaya teşviktir.”
Ben, Kur’an için geceleyin kalkması emredilen Hz. Muhammed’in bu arada namaz kılmadığını söylemiyorum. Demem o ki, “teheccüd” Kur’an okumak, okunan Kur’an’ı tefekkür etmek, onu içselleştirmenin ve hayata taşımanın yollarını aramak maksadıyla geceleyin kalkmaktır. Amaç bu olduktan sonra ikincil bir maksat olarak Hz. Peygamber namaz da kılmıştır. Ama onun geceleyin kalkmasının esas sebebi namaz kılmak değil, Kur’an okumaktır. Mezkûr ayetteki “teheccüd”ü Kur’an’a bağlamaktaki gerekçelerden biri filolojik karine, diğeri ise bunu destekleyen başka ayetlerin mevcudiyetidir. Filolojik karine, فَتَهَجَّدْ بِهِ ifadesindeki “hu” (ه) zamiridir. Dilcilerin ve müfessirlerin sonradan namaz diyerek açıkladıkları “teheccüd”ü evvelemirde Kur’an’la ilişkilendirmeleri bu zamir dolasıyladır. Çünkü zamir erildir ve dişil olan namaza (الصَّلَاة) dönmesi olası değildir. Burada olduğu gibi zikri geçmese de gaip zamir Kur’an’la ilgilidir ve bunun ayetlerde onlarca delili vardır. Bazıları şunlardır:
فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ Sadece öğüt alsınlar diye onu diline kolaylaştırdık. (Duhan, 44/58)
اِنَّا اَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ Biz onu Kadir gecesinde indirdik. (Kadir, 97:1)
وَاِنَّهُ لَتَذْكِرَةٌ لِلْمُتَّقِينَ Gerçekten o, korunanlar için bir öğüttür. (Hakka, 69/48))
Teheccüd ayetinde bulunan بِهِ ifadesindeki gaip zamirin delaletiyle “teheccüd”ün yani geceleyin uyanmanın Kur’an’la ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu da Kur’an’ın anlamlarını tayin ederken zamir gibi yol gösterici unsurların yanı sıra diğer filolojik karinelere gereği gibi dikkat etmemiz gerektiğini göstermektedir.
“Teheccüd”ün Kur’an’la ilişikli olduğunu İslam vahyinin ilk döneminde nazil olan Müddessir Suresi’ndeki şu ayetlerden de anlıyoruz: Ey (elbisesine) sarmalanan! Azı dışında gecenin yarısında kalk yahut yarıdan biraz eksilt ya da yarıyı fazlalaştır. (Kalktığında da) Kur’an’ı tane tane düzgün oku. Sana ağır bir söz ileteceğiz. Gece kalkışı zorluk olarak daha güç, okuyuş bakımından daha uygundur. (Müzzemmil, 73/1-6) “Teheccüd” geceleyin Kur’an okumak için kalkmak demek olduğu halde gerek tefsirlerin gerekse de rivayetlerin ağırlığı ve yönlendiriciliği nedeniyle meallere de “namaz” olarak yansımıştır. Böyle olmasının sebeplerinden biri de yorumcuların rivayetlerin etkisinde kalarak kavramı namaz ekseninde tefsir etmeleridir.
KAYNAKÇA:
Aydın, İsmail, Sedid Kur’an Meali
Aydın, İsmail, Sedid Kur’an Sözlüğü, رعي maddesi.
Cerir, Divan, s. 152
İbn Düreyd, Cemheretü’l-Lüga, هجد mad.
Râgıb el-İsfehânî, Müfredât, هجد maddesi.
Taberî, Câmiu’l-Beyân, IX, 175-177
Zemahşerî, Keşşâf, II, 660.
Her hakkı mahfuzdur. www.sedid.com.tr domain adresindeki yazıların her çeşit elektronik ya da matbu bir ortamda yayımlanması yasaktır; ancak bu yazıların kaynak gösterilmesi, www.sedid.com.tr adresinde yer aldıklarının belirtilmesi ve doğrudan aktif bağlantı verilmesi koşuluyla yazılardan alıntı yapılabilir. www.sedid.com.tr internet adresinde yer alan resim, fotoğraf, grafik, vb. her türlü görüntü malzemesinin başka bir ortamda yayımlanması kesinlikle yasaktır.

